2 Nisan, otizm konusunda farkındalık yaratmak adına Birleşmiş Milletler tarafından 2008 yılında “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak kabul edilmiştir.
Bu özel günde Saint Michel ailesi otizme dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak adına tüm dünyada eşzamanlı olarak düzenlenen ve çeşitli yapıları mavi ışıkla aydınlatan Otizme Mavi Işık Yak kampanyasına destek vererek okul binasını mavi ışıkla aydınlatıyor ve yapılan tüm derslere mavi giyerek katılıyor.
Peki otizm spektrum bozukluğu nedir?
Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen veya yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıkan bir nörogelişimsel bozukluktur. Beynin işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı bilinmektedir. Bugün hala, otizme kesin olarak neyin neden olduğunu bilinmemekle birlikte bozukluğun gelişimde hem genetik temellerin hem de birtakım çevresel faktörlerin etkili olduğuna yönelik araştırma bulguları bulunmaktadır. Otizm spektrum bozukluğu günümüzde zihinsel yetersizliklerden sonra en sık rastlanan gelişimsel bozukluklardandır ve dünyanın her yerinde görülebilmektedir. Dünyada görülme sıklığı 59’da birdir.
Dış görünüşten çok davranış farklılıklarıyla kendini gösteren otizm spektrum bozukluğunda, sosyal iletişim ve etkileşim sorunları, tekrarlanan davranışlar ve sınırlı ilgi alanları görülmektedir. Göz kontağı kuramama, vücut dilini ve jestleri anlamada ve kullanmada yetersizlik, sözel olmayan iletişimde sınırlı becerilere sahip olma gibi durumlar sosyal etkileşim alanlarında zorluk yaşamalarına sebep olmaktadır. Karşılıklı konuşma başlatmada, sürdürmede ve duyguları paylaşmada sıkıntı yaşarlar. Sosyal bağlamlara uygun davranmak onları için zorlayıcıdır. Tüm bunlar ilişki kurmakta yetersiz kalmalarıyla sonuçlanmaktadır. Tekrarlanan takıntılı davranışlar ise farklılaştıkları bir diğer davranış alanıdır. Sabit ilgilere sahip olabilirler. Belli ses, doku ya da koku gibi duyusal uyaranlara karşı aşırı tepkili olabildikleri gibi aşırı tepkisiz de kalabilirler.
Elbette bir çocuğun otizm spektrum bozukluğu tanısı alması için bu belirtilerin tümüne sahip olması gerekmez. Önemli olan bu davranışların sıklığı ve ortaya çıktığı durumlardır. Bu duruma ancak çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanları ile çocuk nörologları tarafından tanı konabilir. Erken tanının ve doğru eğitim yöntemlerinin bozukluğun seyrinde büyük farklılıklar yarattığı bilinmektedir.