6-11 Mayıs 2018 Tarihleri arasında İspanya’nın küçük sahil kasabası olan Lloret De Mar’da yapılan “Sea Sun Festivali” yine pek çok ülkeden gelen yetenekli gençlere ev sahipliği yaptı.
Sanatın her dalından katılımcıların ağırlandığı Sea Sun Festivalinde Saint Michel Fransız Lisesi olarak okulumuzu iki orkestra ile temsil ettik. Yarı finalde ve gala gecesi olan final gecesinde sahne aldık.
Adını yansıtan festival günleri son derece sıcak ve keyifli geçti. Dünyanın dört bir tarafından gelen diğer katılımcılarla birlikte olmak, farklı kültürlerdeki insanlarla bir araya gelmek ve yeni insanlar tanımak son derece keyifliydi.
Türkiye’ den katılımcı olan iki okul daha vardı.Her yaştan katılımcının olduğu bu festivalde çoluk çocuk, genç yaşlı herkesin hünerlerini sergileyerek yarı finalden finale kalma çabaları takdire şayandı.
Dünyanın bir ucundan, Endonezya’dan, katılan bir dans grubu yöresel kıyafetleri ile açık alanda gerçekleşen gala gecesinin bütün soğuğuna rağmen sahnede yarı çıplak danslarını sergiledi, Ermenistan’dan vokal kategorisinde yarışmaya katılan küçük bir kız enerjisi ile bütün dikkatleri üzerine topladı.
İlk gün yarı finalde sahneye çıkarken çok heyecanlıydık. Sahne üzerindeki yerimizi almadan önce yaptığımız soundchekte akla gelemeyecek kadar sorun yaşadık ama sahneye çıktığımızda kendi aramızda bile rakipken, birbirimizden desteğimizi esirgemedik.
İkinci gün,ilk durağımız Mont Serrat’tı,dağın yamacında en yüksek konumda kurulmuş bu manastır ve eteklerdeki küçük yerleşim büyüleyiciydi.Tırmanma ve yürüyüş alanlarıyla eşsiz güzellikteki bu alanı teknolojinin tüm imkanlarıyla donatılmış gördük,finiküler ve teleferik sınırsız imkanlar sunuyordu yorulmak istemeyenlere…
Sonrasında Nou Camp Stadyumu durağımızdı.Tribünlerde büyük bir merak içerisinde oturduk. Stadı uzun uzun gezdikten sonra Barselona sokaklarını gezdik doyasıya. Eski şehir ve yeni şehir arasındaki güzellikleri keşfe çıktık.Yat limanı ve Barselona sahillerinde zaman geçirdik.
Üçüncü güne gezerken rehberimizin anlattıklarıyla büyülendiğimiz Dali Müzesi ziyareti ile başladık. Salvador Dalinin eserleri arasında gezerken zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Zamanla ve zihinle akıl oyunları yapan sanatçının eserleri son derece büyüleyiciydi. Üçüncü günü son ana kadar güneş gök yüzünden eksik olmazken Dali müzesinden sonra Girona’da yaptığımız küçük bir ziyaretle birlikte güneş yerini, yağmura bıraktı. Üçüncü gün bizim için çok önemliydi. Çünkü akşam Finale kalan gruplar belli olacaktı. Otele büyük bir heyecanla döndük ve dönüğümüzde sonuçların açıkladığı listede hemen ismimizi aradık.İki grubumuzdan biri finale kalmıştı.Her ne kadar birbirine destek veren , birlikte gezen, birlikte paylaşan ekipler olsak da sonuçların açıklandığı kağıtta bir grubumuzun isminin olmaması grup üyelerini azda olsa hüsrana sürükledi.
Gala gecesi artık hepimiz finale kalan ekibimiz için yerimizi aldık. Lloret De Mar’ın meydanında halka açık yapılan gala gecesinde ödüller dağıtılmaya başlandığında okulumuzun adının 3.lük ödülüyle birlikte duyulması ile hepimiz sahnedeki yerimizi aldık. Yarışmak, yeni insanlarla tanışmak, farklı bir yerde müzik yapabilmek tabi ki çok güzeldi ama asıl güzel olan gala gecesinde tekrar sahneye çıkıp jüri dışındaki sokaktan gelip geçen insanlara çalabilmekti. Biz çalarken sokaktan geçenlerin durup dinlediği, tribünlere gelip oturdukları zaman gerçekten büyük mutluluk duyduk. Adımız ödüllerin arasında açıklandığı zaman çok gururlandık. Sahnedeki yerimizi alırken hem okulumuzun flamasını hem de ülkemizin bayrağını orada açabilmek büyük bir ayrıcalıktı.
Ertesi gün ülkemize dönerken son derece gururluyduk. Başarmak ve başarımızı bir Festival Katılım Belgesi ve Üçüncülük Ödülü Belgesiyle taçlandırabilmiş olmamız muhteşemdi.