Saint Michel ve Notre Dame de Sion Çevre/ Permakültür kulübü öğrencilerinin Tarım ürünleri yolculuğu projelerinin dördüncüsü olan Üzüm Hasadını Kapadokya’da gerçekleştirdik.
Ülkemiz bağcılık için uygun ekolojik koşullara sahiptir.Bu nedenle üzüm ülkemizde en fazla yetiştiriciliği yapılan tarım ürünlerinden biridir.
Kapadokya bölgesi,binlerce yıldan bu yana üzüm yetiştiriciliğinde önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle volkanik kökenli topraklar, bu bölgede kaliteli üzümün yetişmesinde en büyük etkendir. Bu bölgeyi çevreleyen Erciyes,Hasan ve Melendiz volkanik dağların, püskürttükleri tüfler, lavlar toprağın mineral bakımından zenginleşmesini sağlamıştır.Ayrıca ülkemizin bulunduğu iklim kuşağı bağcılık için çok elverişlidir.
Öğrencilerimiz hasat yapılacak alana giderken ve sonrasında bölgenin tarihsel ve coğrafik zenginliklerini de gözleme ve inceleme imkanı buldular.. Ihlara Vadisi,Narlıgöl(Acıgöl)krateri ile Göreme, Dervent açık hava müzeleri bunlardan birkaçını oluşturdu.Bölgedeki toprağın seramiğe elverişli olması nedeniyle Hititler döneminden günümüze kadar devam eden seramik işçiliği ve taş içiliğinin inceliklerini atölyelerde ustardan dinledik,sanat eserleriyle tarihsel yolculuk gerçekleştirdik.
Kayseri’nin Molu köyünde Organik bağcılık yapan Molu Çiftliği bağlarında,bağ sorumlusu Hüseyin beyin bilgilendirmesi ve eşlik etmesiyle, öğrencilerimiz, büyük mutluluk ve heyecanla Dirmit(Dimrit) üzümü ve Parmak üzümü hasadı gerçekleştirdi. Her iki üzüm çeşidinin sofralık olarak ve pekmez yapımında kullanıldığını ve ayrıca bu yörede 17 çeşit üzüm yetiştirildiğini de öğrendik.
Öğrencilerimiz topladıkları üzümlerden odun ateşinde pekmez yapımına eşlik ettiler. Yöresel yemekler tadarak yeni tarifler edindiler. Molu Çiftliği sahibi Oluş Molu, bizlere organik bağcılığın çevreyi korumadaki rolünü ve sürdürülebilirlik açısından önemini anlattı.
Bağdaki hasad sırasında tüm çalışmalar fotoğraf sanatçısı Alberto Modiano tarafından
fotoğraflandı.Bu çalışmaları, tüm öğrencilerle paylaşmak ve geniş kitlelerde tarım ürünleri farkındalığı yaratmak için gelecek yıl sergilenecek ve her iki okul öğrencileri deneyimlerini katılımcılarla paylaşacaktır.
Bu proje ile öğrencilerimiz, tarım ürününün tarladan başlamak üzere kullanım alanına gelene kadar ki tüm aşamaları yaşayarak öğrenmiş olurlar. Dolayısıyla sürdürülebilir yaşam, sürdürülebilir ekonomi için tarım ürünlerini korumanın önemli olduğunun bilincine varıyorlar.
Başka okullardan arkadaşlarıyla birlikte öğrenmenin, paylaşmanın ve üretmenin mutluluğunu yaşıyorlar.
Gençlerimiz tarım ürünlerinin yolculuğuna devam ediyor…