Kırklareli

Gezi-gözlem metodu, lise coğrafya öğretiminde önemli yeri olan vazgeçilmez metotlardan bir tanesidir. Ayrıca okul gezileri, okul ortamında devam ettirilen eğitimin farklı çevrelere taşınmasını, yeni yerler keşfedilmesi imkânını da sağlar. Öğrencilerin birçok duyu organı devreye girdiği için, daha sağlam ve unutulmayan bilgiler oluşturulur.

Coğrafyanın kapsam alanının oldukça geniş olması, birçok alanla ortak bazı konularının olmasını sağladığı gibi, farklı disiplinlerle iş birliği fırsatları da sunmaktadır. Bu doğrultudan hareket ederek coğrafya ile fen zümresinin ortak bir çalışması olarak 11.sınıflarla Kırklareli gezimizi gerçekleştirdik.

Gezimizin ana başlığı olan Kırklareli, Türkiye’nin kuzeybatısında Marmara Bölgesi’nde yer alan güzel bir şehrimizdir. Demirköy ilçesinin Sarpdere Köyü sınırları içerisindeki Dupnisa Mağaraları ilk gezi noktamızdı. 2003 yılında Trakya’nın ilk ve tek turizme açılan mağaraları olan Dupnisa’nın, üst katını oluşturan ve içine dev sarkıt, dikit sütunlar barındıran Kuru Mağara’nın 250, Sulu Mağara’nın 200 metrelik alanlarını ziyaret etme şansını yakaladık. Yaklaşık dört milyon yıldan beri oluşum ve gelişimini sürdüren büyük bir yer altı sistemini oluşturmaktadır. Mağara, süt beyazdan kırmızı ve kahverenginin her tonundaki renkli görünümüyle bizleri kendine hayran bıraktı. 

Gezimizin ikinci noktası ise Dünyada nadir olarak görülen ve Avrupa’nın en büyük yüz ölçümüne sahip İğneada Longoz Ormanlarıydı.Su basar ormanı olarak da bilinen Longoz Ormanları çok özel bir ekosisteme sahiptir. Göl ve denizin birleştiği harika manzarası ile bizleri hayran bırakan bu ormanlar,Istıranca (Yıldız) Dağlarından Karadeniz’e akan derelerin taşıdığı alüvyonlar sonucu oluşmuştur. Longoz Ormanlarının zemini tamamen su ile kaplıdır. Çok sayıda hayvan ve bitki türüne yaşam alanı sunan bu ormanlar içinde Mert, Erikli, Pedina, Saka ve Hamam Gölü bulunmaktadır. Kuşların göç yolu üzerinde bulunan Longoz’un, Pelikan, Kuğu ve Akkuyruklu Kartal gibi 219 kuş türüne ev sahipliği yaptığını; Kayın, gürgen, meşe, kızılağaç, akçağaç, kızılcık ve dişbudak gibi ağaç türleri ile birlikte yaklaşık 544 bitki türü olduğunu öğrenmek bizler için tarif edilemez bir mutluluktu.

Gezimizin bir sonraki noktası ise Bulgaristan’a çok yakın bir mesafedeki Beğendik Köyü oldu. Bulgaristan’ın şirin Rezovo köyü bir el sallama mesafesi kadar yakındı. Bu manzara öğrencilerimize eşsiz fotoğraflar çekme imkanı sundu. Buradan ayrılarak Limanköy’e yol aldık. Limanköy Feneri veya diğer adıyla İğneada Feneri, 1866 yılında Sultan Abdülmecit döneminde Fransızlara yaptırılan bir deniz feneridir. Bu fener halk arasında Fransız Feneri olarak da bilinmektedir. 1866 yılından beri bir uçurumun tepesinde dimdik ayakta durmakta ve hala çalışmaktadır. Fenere sırtımızı dayayıp ufka baktığımızda dünyanın küresel şeklini kanıtlayan bir manzarayla karşılaşmak olağanüstü bir deneyimdi.

Gezimizin diğer bir noktası Mert Gölü oldu. Longoz ormanlarının bir parçası olan göl, temiz havası, sazlık alanları, inanılmaz deniz manzarası ile hepimizin ruhuna huzur ve dinginlik sağladı. Öyle ki öğrencilerimiz cennetten bir köşe olan bu alandan ayırılmak istemediler. Dönüş yolumuzun üzerinde manyetik alan bulunmaktaydı. Suyun eğim aşağı gideceği yerde yer çekimine karşı koyarak yukarıya doğru yol izlemesini bir önceki gezimizde deneyimlemiştik. Aynı deneyi gerçekleştirmek için öğrencilerimiz çok heyecanlıydı ancak  rüzgarın gücü bu deneyi yapmamızı engelledi. Fakat farklı bir deneyle, aracımız vites boştayken yokuş yukarı gaz pedalına basmadan çıkınca, hepimiz hayretler içinde kaldık.

Kırklareli gezimizdeki son nokta ise Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u kuşatırken kullanmış olduğu topların dökümhanesi oldu.

Öğrencilerimiz pandemi nedeniyle daha önce geziye katılamamışlardı. O kadar mutluydular ki bu mutluluğu hiçbir cümle ile ifade edemem. Dönüş yolunda bir sonraki gezinin ne zaman olacağını sorup durdular.  İki gün olan Kırklareli gezimize biz 11.sınıf öğrencilerimizle bu anlattıklarımı sığdırabildik.  Ama Türkiye’de daha görülmesi gereken nice güzelliklerimiz bulunmaktadır. Tüm öğrencilerimin ve öğretmen arkadaşlarımın gezerek görme ve öğrenme istekleri hiç eksik olmasın.

Tüm cennet köşeleri keşfetmeniz dileğiyle…