Anjou’nun başkenti Angers, Fransa’nın batısında uzun bir geçmişe sahip bir şehirdir. ‘Tufo’ denilen beyaz bir taştan yapılmış beyaz evleri, katedrali ve kaleleri, öğrencilerimizin Ortaçağ ve Rönesans dönemlerinin tüm bu sembollerini büyük bir merakla keşfetmelerini sağladı.
Bir hafta boyunca 10. sınıf öğrencileri, Fransız arkadaşları ve onların aileleri tarafından sıcak bir şekilde karşılanarak bu güzel bölgeyi keşfettiler. Güneşli bir hafta sonundan yararlanarak aileleriyle birlikte şehir merkezini ziyaret edebildiler ya da Paris, Nantes veya Mont-Saint-Michel gibi yakın ve uzak şehirleri gezdiler.
Pazartesi sabah 8’den itibaren öğrenciler Sacré-Coeur Lasallien Lisesine gittiler. Sabahları derslere, günün geri kalanında ise değişim programını düzenleyen üç öğretmen tarafından organize edilen etkinliklere ayrılmıştı: Tarih-Coğrafya öğretmeni Simon-Pierre Bey, Edebiyat öğretmeni Soazig Hanım ve İngilizce öğretmeni Sarah Hanım.
Onların eşliğinde çok sayıda şatoyu ziyaret ettik. Ortaçağdan günümüze kalan en eski ve en uzun duvar halısı olan ünlü Kıyamet’i görme şansımız oldu. Hümanist yazar François Rabelais’nin evi olan küçük Chinon kasabasında yemek yedik ve gezdik. Son olarak, gezimizi Maine Nehri üzerinde bir tekne gezisi ve öğrencilerimizin birlikte eğlenirken Fransızca pratik yapmaları için bir escape game oyunu ile sonlandırdık.
Yağmura ve soğuğa rağmen bu gezi, zengin bir mirasa sahip bir şehri keşfetmek için harika bir fırsattı. Öğrencilerimizin yüzlerinden birkaç damla gözyaşı dökülse de Angers’li arkadaşlarını yakında, bu kez İstanbul’da tekrar görecekleri düşüncesiyle çabucak teselli oldu.