23 Mart sabahı ciddi bir meydan okuma öğretmenlerimizi bekliyordu. Sınıf ortamında olmadan eğitimin devamlılığını sağlamak, öğrencileri otonom kılarak online ders vermek, öğrencilerimizi hoşgörüyle eşlik etmek onlara kaliteli bir ders içeriğini sunmaları gerekecekti.
Bu endişe verici atmosferde sadece öğrenci ile okul arasında değil aynı zamanda öğrencilerinin kendi aralarındaki bağları da sıkı tutmak bizim önceliğimizdi. Dijital iletişim yöntemleri ile idari kadro ve veliler arasında kesintisiz iletişim sürdürüldü. Eğitimin özünde olan bu bağı sürdürebilmek adına öğretmenlerimiz büyük bir enerji ve inovatif beceri sergilediler. Sohbet atölyeleri, tartışmalar, sunumlar, çizgi roman atölyesi gibi birçok etkinlikle birlikte Fransa’da üniversiteye başlayacak olan öğrencilerimiz için kişiye özel metodoloji dersleri düzenlendi.
Öğrencilerimizin motivasyonlarını ve cesaretlerini kaybetmelerinden korkuyorken tam tersi bir etkileşim oldu. Öğrencilerimiz kapalı yerlerden kaçıp, özgürlüğü özleyip, arkadaşlarına daha fazla açıldılar. Online araçlar sayesinde, müzeleri gezdiler, dünyanın dört yerine seyahat ettiler… Yeni hayat hikayeleri yaratıp kendilerine bambaşka hayatlar kurguladılar…
Evde geçirdiğimiz bu günler gerçek bir kültürel zenginlik kaynağı yarattı.
Hepimiz okula dönmeyi dört gözle bekliyoruz fakat hiçbir şey eskisi gibi olmayacağının farkındayız ve ilerde bu yeni eğitimlere tekrar başvuracağımızın da bilincindeyiz.