Diller, dünyanın ve insanlığın aslında evrenin ne kadar küçük bir parçası olduğunu gösteriyor. Bu yüzden de bir dili öğrenmek gramer bilmek ve sözcük öğrenmekten çok daha fazlasıdır bana göre. Hayatınıza yeni bir kültür girer. Bu kültürün kendisi ne kadar büyük ve gelişmişse siz de o kadar gelişirsiniz.
Tanımadığınız bir ülkenin, tanımadığınız insanlarının deyişlerine bakarak öğrenmek bence yeni bir dil öğrenmenin en ilgi çekici taraflarındandır. O farklı dil ve kültürden sizin ana dilinize – doğru ya da yanlış- giren kelime ya da deyişler de öyle.
Benim Fransızca öğrenmek için bir sürü sebebim vardı. Türkçeye, Fransızcadan giren sözcüklerin kökenini merak ediyordum mesela. Küçükken ‘asansör’ sözcüğünün kökünü ‘as’ zannediyordum. Meğer Fransızca’ daki ‘ ascendre ‘ yani ‘çıkmak ‘ fiiliymiş. Yanlış gelen deyişler daha da enteresan ‘ yüz numara ‘ örneğin. Fransızca’ da aynı şekilde kullanılan ‘sans numero’ yani ‘ numarasız’ deyişinden geliyor. ‘ sans ‘ ve ‘ cent’ yani ‘yüz’ kelimelerinin okunuşunun benzerliğinden gelen bir hata.
Dünya çapındaki Frankofonların bilgeliği de ayrı bir ilgi çekici yön benim için. Anarşist coğrafyacı Elysee Reclus’ un kitaplarını Türkçeye çevirmiyorlardı ben bu dili öğrenmeye başladığımda. Zaten çıkardığı dergilerin ömrü de iki seneyi bulmazmış. Kitaplarından biri -Vegan ve Anarşi- Türkçeye çevrildi geçen sene. Eğer cümlelerini incelerseniz çok fazla virgül kullandığını ve cümlelerinin satırlarca sürdüğünü fark edersiniz. Bunun sebebi de virgülü bulan kişinin de Elysee Reclos gibi Belçikalı olmasıdır.
Fransız dilinin enteresanlıkları saymakla bitmez aslında. Düşünsenize, bütün dünyayı sarmış bir kültür, üstelik dünya üstündeki kültür farklılıklarına rağmen!
Sonuç olarak bana göre Frankofon olmak küçük dünyanın, küçük insanlarının arasındaki yakınlık ve farkları görmemizi sağlar. Küçük detaylarsa çoğunlukla zevklidir.
İletişimden daha büyük ne var ki dünyada? İletişim olmadan nasıl örgütlenip dünyayı güzelleştirebiliriz? İşte bu yüzden bence Frankofon olmak dünyayı güzelleştirmek için bir fırsattır.
NİSAN de 9ème D
Article à retrouver sur le site du Petit Journal d’Istanbul ici