Hikâye anlatma ve dinleme geleneği çok eskilere dayanır. Önceleri Asya’da görülen hikâye anlatma ve dinleme geleneği daha sonra bazı kıtalara da yayılmıştır.
Nazım ve nesir olarak karışık bir yapı gösteren halk hikâyeleri, Türk halkının kültür değerlerini bünyesinde toplayan önemli türlerden birisidir. Masallar ise evrensel anlatı biçimleridir ve halk hikayeleri gibi destansı anlatıma sahiptir.
Destansı anlatımıyla daha çok çocuklara seslenen bu türler hiç eskimedi, eskimeyecektir de. ….
Çocukluğa ait karelerde, büyülenmiş gözlerle ve can kulağıyla masal ve hikaye dinleyen çocuklar gelir gözlerimizin önüne. Masal ve destansı hikayeler, küçüğün masum bakışında iyilerin ödüllendirildiği, kötülerin cezalarını bulduğu gerçek bir dünyadır. Bu dünya güzeldir ve bozulmamıştır. Çocuk büyürken masalın büyüsü bozulur, çocuk gerçek dünyayı tanımaya başlar çünkü. İyi ve kötü konusunun çözümünün çok da kolay olmadığını zamanla öğrenir.
Yine de insan -çocukluğundaki masalın gücünden olsa gerek- iyiyi korumak, kötüyle mücadele etmek gücünü hiç yitirmez. Masal, gizliden ve usulca insanlığın iyiye ve güzele ulaşmasına aracılık eder.
Saint Michel Fransız Lisesi olarak masalın gücüne inandık. Öğrencilerden; halk hikayelerini ve masalları güncellemelerini, bugün yazılsaydı nasıl olurdu, bize bunun masalını anlatmalarını istedik.
Bu yıl altıncısını düzenlediğimiz Güncelle Masal ve Hikaye Yarışması’na sizlerin de katılımını bekliyor, hep birlikte masal dünyasında yeniden kaybolalım istiyoruz.