6 Ekim İstanbul’un Kurtuluşu

İSTANBUL, TARİHİN KALBİNİN ATTIĞI YERDİR
‘Eğer bir gün dünya tek bir ülke olursa, şüphesiz ki başkenti Konstantinopolis (İstanbul) olurdu.’ demiş Napoleon Bonaparte.
İstanbul; Roma İmparatorluğu, Latin İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapmış bir şehir.
120 imparatora, sultana ev sahipliği yapmış tek şehirdir.
Üç büyük dinin kutsal emanetleri İstanbul’dadır.
2.000’e yakın inanç ve öğreti yaşamış çeşitli dönemlerde İstanbul’da.
Hristiyanlık ilk kez resmi din olarak Roma İmparatorluğu zamanında İstanbul’da kabul edilmiş.
Hz. Muhammed’in de İstanbul’la ilgili, ‘İstanbul bir gün muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.’ hadisi vardır.
Aynı zamanda üç büyük medeniyetin beşiği olmuş İstanbul.
İki kıtayı birleştiren dünyadaki tek şehir İstanbul’dur.
Bunun gibi yüzlerce sebep var İstanbul’un çok önemli olmasını sağlayan. Ama en önemli sebep, bu şehir için canını veren, kanını döken insanların yurdu olmasıdır.
Evet, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinin üzerinden 470 yıl geçtikten sonra, İstanbul’a yeniden sahip çıkmak gerekti.
Bugün, tam 5 yıl boyunca düşman işgali altında kalmış İstanbul’un prangalarından kurtuluşunun 97’nci yıldönümü.
İşgalle ilgili eserleri okuduğumuzda işgal kuvvetlerinin taşkınlıklarını, askerlerin küstah, gürültülü, çalımlı olduklarını görüyoruz. İşgalciler küçük bahanelerle durmadan Türkleri tutuklayıp işkenceden geçirmekte, üzerlerindeki değerli eşyalara el koymakta, evler zorla sahiplerinden alınıp içeridekiler dışarı atılmaktadır. Buna dayanmak oldukça zordur.
Tüm bu onur yaralayıcı olayların ortasında, Adana treninden inip Haydarpaşa rıhtımına ayak basan Gazi Mustafa Kemal Paşa, düşman gemilerinin zafer bayrakları açmış şekilde toplarını sağa sola çevirerek İstanbul limanına girdiklerini görünce, “Geldikleri gibi giderler” demişti. İşte bu söz, Türk ordusunun direncini daha da artırmıştı.
İmzalanan Lozan Barış Antlaşması gereğince de düşman askerleri altı hafta sonra İstanbul’dan ayrılacaklardı. 4 Ekim 1923 günü düzenlenen bir törenle Türk bayrağını selamlayarak şehirden ayrıldılar. Türk Ordusu, 6 Ekim 1923 günü coşkun bir bayram havası içinde, sevinç gözyaşları arasında ve çiçek yağmuru altında İstanbul’a girdi. Böylece 5 yıl kan ağlayan güzel İstanbul kurtulmuş oldu.
Stratejik öneminin yanı sıra birçok kültürün beşiği olan bu güzel şehir, özgürlüğüne kavuşmuş, yeniden nefes almaya başlamıştı.
6 Ekim 1923 gününden bugüne vatan şehitleri 97 yıldır rahmet ve minnetle anılmaya, kurtuluş ise büyük bir coşkuyla kutlanmaya devam ediyor.
(S.Doğanay)