Bugün, okulumuzda Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 102. yılını kutladık.
Cumhuriyetin anlamını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak, sorumluluğumuzdur.
Cumhuriyet; bir yönetim biçimi olarak farklı ülkelerde farklı anlamlar içerebilir, ancak bizde cesaretin ve mücadelenin tanımıdır. Mustafa Kemal ve arkadaşları neredeyse olanaksız görünen bir zaman diliminde, neredeyse olanaksız işler başarırken aslında en önemli düşmanla da savaş verdiler: Cehaletle ve umutsuzlukla.
Başarıyı önleyecek engelleri kaldırdığın zaman başarı kendiliğinden gelir diye düşünen Atatürk, başarısızlık diye bir kavramı kabul etmedi. Ülkenin üzerine kara bulutların çöktüğü, herkesin umutsuzluk içine düştüğü işgal yıllarında bile o, umutsuzluğa düşmeyerek Bağımsızlık Savaşı’nı başlatma cesaretini gösterdi. Üstelik zaferi mutlak görerek… Atatürk’ün bu derece kendine güvenmesinin nedeni neydi? Türk ulusunun düşkün ve onursuz bir yaşamı kabullenemeyeceğine, varını yoğunu özgürlüğü için vermekten çekinmeyeceğine olan inancıydı. Ona göre; karamsar olanlar, umutları yitik olanlar bu ulusu tanımayanlardı. Tanısalardı özgürlük uğruna bu ulusun bütün yoklukları yeneceğine olan inançlarını yitirmezlerdi.
Şu anekdot, Atatürk’ün bu konudaki düşüncelerini yansıtan güzel bir örnektir:
Kurtuluş Savaşı’na başladığı sırada ATATÜRK’e dediler ki:
Nasıl mümkün olur? Ordu yok!
ATATÜRK hemen cevap verdi:
-Yapılır!
-İyi ama, bunun için para lâzım… O da yok?
Bulunur!…
-Diyelim ki bulduk, düşmanlarımız hem büyük, hem de çok!
-Olsun, yenilir!…
O, dediklerinin hepsini yaptı. Yapamayacağı şeyi asla söylemedi. Bir liderin, kendisini milletine sevdirebilmesinin belki de ilk şartıydı bu.
Bizlere bu sıcak duyguları hissettiren, dünya çapında takdir edilen ve her sene şenliklerle kutlanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mızı nasıl elde ettiğimizi, bugün bu bayramı coşkuyla kutlayabilmek uğruna ne bedeller ödendiğini hiçbir zaman unutmayalım. Milli mücadelenin sonuçlanmasının en güzel sembollerinden biri olan Cumhuriyet Bayramı’nın her sene hakkını verelim. Atatürk’ün izinde, Cumhuriyetimizin ışığında, daima ileriye…
Ata’mız tarafından Türk halkına verilmiş olan en büyük ve özel armağanlardan biri olan Cumhuriyet’i; Türk gençliği olarak korumak, ona sahip çıkmak biz gençlerin öncelikli görevidir. Çünkü cumhuriyet; güvenli, huzur dolu bir ülkeyi ulusal birliğin kıvançlı şemsiyesi altında toplayan bir kudrettir. O kudrete hep birlikte sahip çıkalım. Ata’mızın dediği gibi, “Devrimin hedefini kavramış olanlar, onu korumayı her zaman başaracaktır.”
Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!