Doğa İçin Ses Ver

Bizler,doğa aşığı, permakültürcü üç kadın Coğrafyacı; Saint Michel’den İnci Kimyonşen, Notre Dame de Sion’dan Seval Erol ve Robert Kolej’den Ferdağ Sezer,doğa ile bütünleşmek, doğanın sesi olmak ve doğadaki değişimlere daha çok dikkat çekmek için Aladağlara tırmandık.Aladağlar; Alp-Himalaya kıvrım sisteminde bulunan Toros dağlarının, Orta Toroslar bölümünde yer almaktadır. Aladağlar gerek oluşumu, gerek zirveleri ve üzerinde yeralan coğrafi şekiller, oluşumlar ve eteklerindeki zengin ormanlar dolayısıyla yerli, yabancı doğa sever için büyük önem taşımaktadır.

30 Ağustos 2019 da,arkadaşımız, dostumuz doğa emekçisi,organizatör Murat Çulcu önderliğinde, Niğde Çamardı ilçesi, Demirkazık köyünde konakladığımız dağ evinden tırmanışın başlangıcı olan rotaya bizleri, Çamardında yaşayan Üçel ailesinden Salim ve Furkan beyler araçları ile ulaştırdılar. Eşyalarımızı bizden önce katırlarla 3200m.kamp alanına götürdüler.

Saat 08.30 da Gelincik kayası adı verilen kayanın alt vadisinden başlayan tırmanışımız sırasıyla geçitlerden, vadilerden, göllerden,platolardan oluşan sert, dik ve kıvrımlı yol üzerinden birbirimize verdiğimiz güç ile ilerledi. 

Rotamızın kilit noktası olan 3500m.de yeralan Çelikbuyduran Geçidine yaklaşık 8-10 saate ulaşmıştık. Buradan 3200m.deki Yedigöller platosunda yeralan Direk gölüne alçaldık, akşam karanlığı çökmeden kamp alanına vardık. Akşam serinliği gitgide yerini sert, soğuk rüzgara bırakmıştı.-10 dereceye kadar düşen sıcaklık, zifiri karanlık gökyüzünde parlayan yıldızları izlemeyi zorlaştırıyordu. Dinlenme ve uyku vaktiydi.

Sabah kalktığımızda hava hala çok soğuktu ve sular donmuştu. Güneş dağların arkasında etrafı ısıtarak yükseliyordu. Kahvaltıdan sonra kanyon vadiye doğru inişe geçtik. Kuytu yamaçlarda çarşak adı verilen erimemiş karlar vardı. 6-7 saatlik zorlu ve yoğun dikkat gerektiren yürüyüşümüzü Kayseri Yahyalı ilçesi Ulugöl’de tamamladık.

Niğde ilinden başladığımız tırmanışımız, yürüyüşümüz,Kayseri ili Hacer Ormanları Milli Parkında son bulmuştu.Birçok insanın zor hatta imkansız dediği Trans Aladağlar geçişini tamamlamıştık.

İki gün süren bu tırmanışımız sırasında sık sık coğrafi oluşumları (buzul gölleri, buzul taşları, ufalanmış kireç taşları ve kanyonları), sert rüzgarları,soğuk-sıcak havayı, Alpin bitki örtüsünü, yaban hayatını düşündük, konuştuk ve bu doğayı korumak için gençlerle el ele daha neler yapılabileceğinin hayalini bize kucak açan Aladağların 3500m.deki zirvesinde kurduk…

 

Bizler “Doğanın sesini duyduk” şimdi sıra “Doğa için ses vermek”te…

Ey insanoğlu,“DOĞA İÇİN SES VER”